22 Eylül 2025
Tarihli ve 33025 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin
20/3/2025 Tarihli ve 2022/18821 başvuru numaralı kararı ile beyaz yaka kapsam
dışı personelin toplu iş sözleşmesinden (TİS) faydalanmasına ilişkin olarak önemli
bir karara hükmetmiştir. Karara ilişkin özet aşağıda paylaşılmıştır.
“Yargıtay
uygulamada ofis işlerinde çalışanların beyaz yaka, beden gücüne dayalı çalışanların
ise mavi yaka olarak nitelendirildiğinin altını çizmiştir. Bununla birlikte
Yargıtay kararında yapılan iş ve buna bağlı olarak görev ve sorumluluklar,
alınan ücret, işyeri organizasyonu içinde yönetici kabul edilebilecek bir
pozisyonun olup olmadığı hususlarında bir incelemenin gerekli olduğu belirtilse
de TİS'ten yararlanma konusunda belirleyici ölçütün İşveren vekili sıfatı
taşıyıp taşmama ya da işvereni temsilen TİS görüşmelerine katılıp katılmama olduğu
net şekilde ifade edilmemiştir. Oysa hem anayasal olarak hem de 6356 sayılı
Kanun'a göre işveren adına hareket eden, diğer bir deyişle işveren vekili
sıfatı taşıyan ya da İşvereni temsilen TİS görüşmelerine katılanlar haricinde
hangi ölçüt kabul edilirse edilsin, beyaz yakalı işçilerin TİS'ten
yararlandırılmamaları sendika hakkına aykırılık teşkil edecektir.
Somut olayda
başvurucunun beyaz yakalı çalışan olarak TİS kapsamı dışında tutulduğu
görülmüştür. Ancak mahkemelerce TİS tarafı konumundaki sendikanın üyesi olan başvurucunun
İşveren adına veya İşveren vekili sıfatıyla hareket edip etmediği ortaya konulmamıştır.
Diğer bir ifadeyle anayasal bir hak olan TİS'ten yararlanma hakkından başvurucunun
mahrum bırakılmasının anılan Anayasa ve kanun hükümleri karşısında ne şekilde
hukuka uygun olduğu izah edilememiştir. Oysa Anayasa'nın 53. maddesi kapsamında
tüm işçilerin TİS yapma hakkı olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla anayasal bir
hak olan TİS’ten yararlanamama gibi ciddi bir sonuç doğuran hukuki yorumun
somut olayın koşulları dikkate alınarak çalışanın İşveren vekili olarak görev
yaptığı ya da İşveren adına TİS görüşmelerine katıldığı şeklinde yapılacak
tespitlere dayanması gerektiği açıktır.
Eldeki
başvuruya bakıldığında istinaf mahkemesinin de yönlendirmesiyle ilk derece
mahkemesi davalı işyerinde kapsam dışı personel arasında bir eşitsizlik yaratılmadığını
ve hiçbirinin TİS'ten yararlandırılmadığını belirtmekle yetinmiş, daha ileri
bir değerlendirmede bulunmamıştır. Anılan karar istinaf merciince de uygun
bulunarak kesinleşmiştir. Dosyada başvurucunun muhasebe şefi olarak çalıştığı
bilgisi yer almakta olup yaptığı iş, görev ve sorumlulukları, aldığı ücret,
işyeri organizasyonu içinde İşveren adına hareket ettiği hususlarına yer
verilmemiştir. O hâlde mahkemelerin bu hususlara dair bir değerlendirme
yapmaksızın başvurucunun salt beyaz yakalı olması ve diğer beyaz yakalılar gibi
kapsam dışı tutulduğunun anlaşılması nedeniyle TİS'e bağlı alacaklara hak
kazanamadığı şeklindeki değerlendirmesi somut olgulara uygun düşmeyen ilgisiz
bir gerekçe olmuştur.”
Sonuç olarak
Anayasa Mahkemesi, sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul
edilebilir olduğuna, Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika
hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin sendika hakkının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Asliye
Hukuk Mahkemesine (İş mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine karar vermiştir.
Kararın tam
metnine yukarıdaki “Dokümanı İndir” kısmından ulaşabilirsiniz.